İbni Abbasdan (R.A) dan rivayetle: Peygamber S.A.V yemen halkına vali olarak gönderdiği kişiye şöyle talimat vermiştir:
''Onları Allahtan başka tapacak ilahları olmadığına ve benim Allah'ın elçisi olduğuma dair inanmaya çağır; eğer inanırlarsa Allah'ın her gün beş vakit namazı farz kıldığını onlara bildir. Bunu da yerine getirirlerse, Allah'ın onlara, zenginlerin mallarından alınacak ve yoksullara dağıtılacak zekatı farz kıldığını bildir.''
Ebu Hüreyre ' den rivayetle: Peygamber efendimiz buyurdu ki:
'' Allah'a ibadet edersen, hiç bir şeyi ona ortak koşmazsan, farz olan namazı kılıp vermen gereken zekatı da verirsen cennete girersin.''
''Allah birine mal verir de, o kişi zekatını vermezse o mal kıyamette iki boynuzlu, çift kara gözlü ejderha olup boynuna dolanır, avurtlarını ağzı ile tutar. İşte ben senin mal ve hazinenim diyerek ısırmaya devam eder. ''
'' Deve ahirette bugünkü halinden daha iyi olarak sahibine gelir; zekatı verilmediyse sahibini çiğner. Koyun bugünkü halinden daha iyi şekilde sahibinin yanına gelir. Eğer zekatı verilmediyse sahibini ayaklarıyla ezer. Boynuzları ile de süser.''
'' Bir kimse helal ve temiz malından muhtacına bir hurma kadar sadaka verse, Allah, temiz olmayanı kabul etmez; Allah, onu kudreti ile severek kabul eder; dağ gibi oluncaya kadar çoğaltır. Birinizin küheylan tayını büyüttüğü gibi.''
'' İçinizde mal dolup taşıncaya kadar kıyamet kopmayacaktır. Öyle ki, sadakasını kabul ettirecek kimseyi bulamaması, mal sahibini düşündürecek, teklif yaptığı kimse, benim asla ihtiyacım yoktur, diyerek reddedecektir.''
'' Kişinin kullandığı atlar, iş gördürdüğü köleler için zekat yoktur.''
Ebu Said (R.A.) dan rivayetle; Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
'' Gümüşün, iki yüz dirhemine (641,5 gram) aşağısına, adedi beşten, yaşı üçten aşağı olan develere, beş vesaktan, yani toprak mahsullerinden buğday, arpa, kuru üzüm, hurma v.s de beş ölçekten aşağısına zekat yoktur.''
Enes (R.A) dan rivayetle:
Ali imran süresi 20. ayet: '' Sevdiğiniz kıymetli mallarınızdan sadaka ve zekat vermedikçe katiyen iyiliğe ulaşamazsınız. Ne verirseniz elbet Allah onu çok iyi bilir...'' Ayeti nazil olduğunda sahabelerden Ebu Talha ayağa kalkıp:
- Ey Allahın elçisi! benim en kıymetli malım içinde bostan kuyusu bulunan Beyruha adlı bahçemi, emrinize bırakıyorum, Allah nasıl emrederse öyle yap deyince;
Peygamber efendimiz S.A.V :
- Bak hele, o karlı maldır, o karlı maldır. Söylediğini kabul ettim; ben isterim onları akrabalarına vakfet( Onlar faydalansınlar). Diye buyurdu.
Abdullah ibni Ömer(R.A) dan rivayetle; Peygamber efendimiz buyurdu ki:
''Yağmur, pınar ve sel suyu ile yetiştirilen mahsule onda bir, hayvan- dolap ile sulanan mahsulden yirmide bir zekat gerekir''